HAL BİLMEZLER




Hal bilmezlere sordum seni. Kırdılar kanadımı uçamaz oldum. Yüreğinden sürgün ettiler beni gözlerini arar oldum. Aldılar ellerini ellerimden, en zifiri karanlıklarda kayboldum. Yüreğim sensizliğe alışkın değil, korkarım bu son kez kendimi buluşum. Son kez sana olan kendimi ifade edişim. Son kez yüreğimle yüreğine seslenişim, son kez sen oluşum…



Aldılar seni benden. Hiç düşünmeden hiç çekinmeden. Sormadılar sensiz nasıl yaşayabileceğimi, sormadılar gözlerinden uzakta yüreğinden çok uzaklarda nasıl var olabileceğimi. Aldılar ellerimden seni, uçtun gittin tutamadım seni. Bambaşka bir geleceğimizin hayalini kurarken terk edilmiş bir kentin yalnızlığına mahkum edildim. Prangalar vurdular ayağıma gidişine dur diyemedim. Mülteci yalnızlığımla sürgün ettiler yüreğinden sesimi çıkartamaz oldum.

Sahi neydi seni ellerimden almalarının hikmeti, hakikati sahi neydi seni bu denli sevmemin bendeki yeri? Masallardan farksız değildi yaşadıklarım, yaşanmışlıklarım yaşama adına çırpınışlarım. Bir varmış bir yokmuş gibiydi varlığın. Bir vardın iyi ki vardın. Sende buldum sevmelerin en güzelini, sende buldum ben kendimi. Seninle var oldum varlık sahasında. Geç kalmıştım dünya yarışına. Kurtardın beni hayal dünyamdan. Sende gördüm gerçeği, sende bildim aşkın en güzel halini. Bir vardın şimdi yoksun. Sensiz kaldım ıssız terk edilmiş sokaklarda. Tek başına ellerinden oyuncağı alınmış çocuklar misali ağlamaklı gözlerle kala kaldım. Gittin başka yüreklere başka ellerin hizmetine. Ben ise gidemedim yüreğimden yüreğini söküp atamadım, gözlerini unutamadım. Ses etmeden sessizce ağladım arkandan. Giderken sen sol yanıma yenik düştüm. Acıların hizmetine hüznüm ile amade oldum. Gitmeseydin ey gözlerine meftun olduğum kalsaydın yanımda inan dünyanın en mutlu insanı ben olurdum. Şikayetim olmazdı gözlerini benden uzak tutman dışında.



Hal bilmezlere sordum seni. Kötü anlattılar bana seni. Kötülediler yüreğini değişti dediler eskisi gibi değil unut gitsin sevme, ağlama dediler. Bilmediler ki söz geçmiyor yüreğe, ağlama demek kafi gelmiyor katre katre akan yüreğime. Bitmiyor bu ızdırap yarin gözlerini göremedim diye.

Şimdi bu yarama merhemim bulunur mu? Bu acı ile kim kabullenir beni? Yüreğim o yar deyken kim sahiplenir ki? Koskocaman bir muamma hepsi bu. Herkes kendi kaderini yaşar bazen kendini aşar. Ben seni severek kendimi aştım. Belki Mecnun misali çöllere düşemedim, Ferhat gibi dağları delemedim. Elimden gelen seni beklemekti. Sessiz sessiz ağlamalarla seni bekledim. Varlığından uzaklarda gözlerinin hayali ile belki döner sözleri ile yüreğimi avutabildim. Avutmaya çalışabildim. Bazen unuttum zannettim ama unutmak yokmuş lügatimde sonradan fark ettim. Yüreğimdeki bu sızıya katre katre akan göz yaşlarıma dur diyemedim.

Sana sesleniyorum beni yarınlarıma küs, kendime düşman eden sevgili. Gitmek bu kadar kolay mıydı? Gittin ben gidemedim. Unutamadım sen gibi olamadım. Her gece sessizliğe büründüm. Kendime bile küs bir yaşayışın ortasında hayata küstüm.

Yaşanmışlıkları bir yana bırakıp hiç yaşamamış gibi olmak yakışır mıydı? Yakışmazdı sevdiğim. Yüreğim bu denli kabullenmişken seni nasıl olmamış gibi hiç tanımamış gibi yaşarım. Gözlerinden bulmuşken kendimi nasıl ayrı kalırım. Yüreğine sevdalanmışken hiç sevmemiş gibi nasıl davranabilirim.

Şimdi sen yoksun ya hiç bir şeyin kıymeti yok gözümde. Ne dünya umurunda ne de benliğim.

Hal bilmezlere sordum yine seni. Sustular anlatamadılar tıpkı ben gibi seni. Etmedi dilleri birkaç kelam sanki duymamışlar gibiydi beni. Ben anlatamadım ki seni onlar nasıl anlatabilsin bendeki yerini, gözlerini…

Hal bilmezlere sorma beni. Anlatamazlar yüreğimde yanan ateşimi. Bilmezler, anlamazlar, değer vermezler, gülerler… Bana sor halimi. Ben anlatayım ben ağlayayım yüreğine ben öleyim gözlerinde. Sorar nasıl halde olduğumu. Sensizim hepsi bu sevdiğim.



Bayram Aktaş/B’Aşka Niyetli



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

K'AYIP ETTİK - Bayram AKTAŞ yazdı.

İNSANLIK - BAYRAM AKTAŞ

AŞK-I HAYALİ