Kayıtlar

Yunusemre etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

SAKLI KALAN - Bayram Aktaş

Resim
Durdu ve baktı: "- Bu nasıl bir mucizedir böyle. Tüm güzellikleri nasıl sığdırabildin gözlerine" demek istedi karşında sessizce duran güzelliğe.Ürkek bir kuşun kalbiyle atan yüreğiyle izledi uzaktan. Bir bakışına, bir gülüşüne, değerdi tüm dünya... Damla damla büyüdü yüreğine sakladığı güzellikler. Her günün sonunda daha çok arar oldu gözleri. Bakışlarına denk gelse yer yerinde  oynayacak gibi atar oldu yüreği. Uzaktan uzaktan izleyip gizli gizli büyütüyordu kalbine sakladıklarını. İsmini alırken diline, yüreğinin huzur bulduğunu hisseder oldu. Her halinde kendini arar kendini bulur oldu. Yarımdı belli ki. Eksikti, noksandı. Çoğu zaman bir çocuk gibi gülse de, en olunmaz acıları, elemleri, yaşam ile mücadeledeki yalnızlığını hep taşıyordu hayat denilen bu yolda. Yoldaşsız giderken yolununda. Çıkıp gelen bu güzelliğin eseri oluyordu her gecenin sabahında. Günler günlere viran olurken, saklı kalan yanı ile hayaller kurar oldu... Düşünceler düşüncelere savrulurken ge

UMUT KIRINTILARI - ARZU METLİ

Resim
                                                               UMUT KIRINTILARI              İstasyona vardığında trenin hareket etmesine  beş dakika kalmıştı Her şeyden uzaklaşması için sadece birkaç dakika daha sabretmesi gerekiyordu. Zaten yıllardır bugünü beklemiyor muydu? Sabrının sonuna yaklaşmış, bahsi geçen; var olduğuna inanılan selamete ulaşmasına az kalmıştı.        Trendeki koltuğuna geçip oturması gerekiyordu, nasılsa önünde uzun bir yolu ve düşünecek çok zamanı vardı. Gideceği her yere yaşadıklarını da götüreceğini biliyordu yine de buralardan uzaklaşması gerektiğinin farkındaydı. Tebdil-i mekânda ferahlık olup olmadığına, kendisi yaşayarak karar verecekti.  Son anda geldiği için trenin hareket etmesini beklemeye gerek kalmamıştı. Yerine oturur oturmaz tren de istasyondan ayrılmıştı. Çekip gitmek, doğru bir karar mıydı bilmiyordu zaten son yıllarda neyin doğru olup olmadığını çok da kestiremiyordu. Yenildiğini, yanıldığını kendine itiraf ettiği o günden beri bu yo

FISILTI - ARZU METLİ

Resim
                                                                     FISILTI       Gün ışığında haykırmak istedikleriniz, çoğunlukla sizde kalmaya devam eder. Onları, daha çok gecenin koynunda, yıldızlar parladığında sadece kendinize fısıldarsınız. Günün telaşı, alışılagelmiş alışkanlıklar, yapmanız gereken işler, daha baskın geldiği için kendinizle baş başa kalmaya pek zaman kalmaz güneş gökyüzündeyken. Ne zaman ki uykunun kapısını çalma vakti gelmişse ruhunuzdan bu fısıltılar yükselmeye başlar.   Geçmiş, biten gün, ulaşmayı dilediğiniz yarınlar vardır bu kişisel sohbetlerde. Çocukluk anılarınız, size ninni söylemek için yanı başınızdadır. Hayal meyal hatırladığınız, bir daha asla geri dönemeyeceğiniz, masumiyetin hüküm sürdüğü o yıllar bu fısıltılar eşliğinde kendini hatırlatır.      Gün içinde karşılaştığınız bazı sahneler de sizi uykuya yolcu etmeye gelmiştir. Samimiyetsizliğin bulaşıcı bir hastalık gibi her yanı sardığı bu dönemde o sahte yüzler, yapmacık tebessümle

İNSANLIK - BAYRAM AKTAŞ

Resim
İNSANLIK Yarım kaldık dost bildiğimiz yardan da Serden de.  Zaman mıydı değişen; yoksa insanın özü müydü bu kadar kirlenen.  Hangi yana baksak başka bir elem, acı içinde kıvranan bir beden. Her köşe başında bekler bizi hüzünlü bir keder. Dostan vefa yok, yardan feda. Dile bürünmüş bin bir yalan dolan. Kolayca aldatır olmuş gördüğü her yüreği bilen.   Ne oldu bize böyle?  Tarih tekerrür edermiş galiba insanlık ta öyle. Geçmişi en acımasız şekilde elestirirken,  medeni diye tanımlarken kendimizi; en vahşi varlıktan bile daha aşağı bir hayatı yaşar olduk. Sevgiden, saygıdan, sadakatten, erdemden... İnsanı insan yapan yani insanı kâmil eden herşeyden yoksun bir hayat yaşıyoruz. Ve kendi iç dünyamızda boğulurken acılarla, elemlerler, hüzünlerle... Çevremize yalancı mutluluklar paylaşıyoruz. Yalandan gülüyoruz yapmacık davranıyor sırf onlar beğensin diye her gün kıyafet değiştiriyor, en güzel süslerimizi takıyoruz. Sırf onlar memnun olsun diye kendimizi unutuyoruz. Acınacak bir hald

SEVDADANDIR - BAYRAM AKTAŞ

Resim
SEVDADANDIR Olur olmaz zamanlarda eziliyorsa kalbin taşlar arasında, bilesin ki sevdadandır. Gecenin orta yerinde; uyku aleminin en güzel yerinde sıçrıyorsa bedenin, gözün de  uyku değil de hasretin sancısı varsa işte sevdadır bu azizim.  Sevda söz konusu olduğunda kim durabilir ki önünde, kim ne yapabilir ki? Mecnun olduysa yüreğin, Ferhat misali düştüysen dağları delmeye işte sevdadandır tüm bu eylemler. Hangi beylik lafları edersen et, istediğin kadar yak yık her şeyi. Bir söz ile bir gülümse ile bir bakış ile yenilirsin yüreğinde taşıdığın sevdana. Olmazsa bile sana nasip sen hep taşırsın yüreğinde, unuttun zannedersin ama sadece uyutmuşundur kendini, yüreğini. Adını duyduğun her anda, resmini gördüğün her fotoğrafta, aldığın her nefeste yeniden uyandığını ve ilk gün gibi yüreğine bir hasret ateşi yaktığını görürsün. Anlarsın bir zaman sonra akıldaki unutulurmuşta, yüreğindeki sadece uyutulurmuş. Ne geldiyse başa sevdadan ne ettiysek yine sevdadan. İyi de oldu kötü de. K

Sendedir DEVÂ

Resim
Sendedir DEVÂ Yaşam adına ne de çok eylemlerin peşinden koşuyoruz, Ömür denilen bu meftunda ne de çok hebâ oluyoruz. Yaşadık mı sahi bize verilen güzellikleri? Yoksa kuytularda mıyız hâlâ? Kime ne anlatabilirsin ki, anlamak adına bir eylemi olmayana, Ne diyebilirsin ki, duymamak için kulaklarını kapatanlara, Elden ne gelir ki görmemek için kuma başını sokanlara. Sen hâlâ kuytularda mı ararsın kendini, Bu yoktan var edilen dünya da! Ömür demişler şu kısacık zamana, Farkında mısın!  Zaman denilen olgu sadece göz kapatıp acana kadar. Sen kendinle kıran kırana savaş halindeyken, Ömründen ömür gidiyor, Yüreğinden sevgin,umudun,hasretin... Geçiyor sendeki tüm güzellikler, Yok olmanın eşiğine geliyor sakladığın o tatlı eylemler...  Arar durursun kaç zamandır kendini, Olmadık hayallerin peşinde koşarsın, Neden olmazlara bu kadar meyledersin? Dön bir bak hayatına, kimler seninle? Anlatamadık ne kendimize ne de bizden olmayana, Hangi taşı kaldırsak bir u/mutsuzl

Hayra Yoruyorum- Bayram Aktaş

Resim
              HAYRA YORUYORUM                      Hayra yoruyorum sensizliğimi, bir başına bekleyişlerimi. Zamana inat eksilmeyen sen, zamanla eksilen ben. Şimdi yokluğunun onca türküsünü bestelerken bir başına, hayalin yoldaş olur bana. İnsan hiç bıkmakmaz mı yazmaktan, hiç usanmaz mı aynı şeyleri anlatmaktan? Seni yazmak yazma adına yapılan en güzel halim benim, haylini kurmak gözlerin de kaybolmak, gülen yüzünü anımsamak en güzel eylemim benim. Seni sevmek, adına yazdığım yazabildiğim onca kelam ile anlatabilmek en güzel uğraşım benim.                  Zaman oluyor ki sensizlik öyle bir hal alıyor ki, dayanamıyorum. Öyle bir hal yaşıyorum ki derdim sen dermanım sen. Kaç şair aynı şeyi söyledi bilmiyorum. Kaç sevdalı anlatabildi sevgisini bilemiyorum. Bildiğim bir tek şey var o da yokluğunda ben ben değilim. Hani sessizlik içinde sesine talip olmasam, yalnızlıklar rıhtımında varlığına muhtaç olmasam inan sustururdum yüreğimi. Yazmazdım sana ait olan hiçbir şeyi. Kırardım ka