Kayıtlar

iyilik etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

BİZ KALBİ İLE YAŞAYANLAR - Bayram Aktaş YAZDI...

Resim
Biz kalbi kırıklarız... İyi niyetinden vurulup en kuytulara atılanız. Günlerce kendi kalbimizden çok bizi öyle uluorta bırakanın arkasından baka kalanız... Yaşamak dedi derin bir nefesi göğüs kafesine hapsederken, yaşamak... Düşündü, en zifiri karanlıkların gün yüzü görmeyen gecelerinde. Bir divana misali düştü yaşamanın ne demek olduğunu bulmanın peşine. Yollar , yollara kavuştu. Yol bitti hem hâli ile perperişan oldu. Çıktığı yol ne zormuş, her kötülük cat kapı onu buldu. Yaralandı en olunmaz zamanlarda, hiç bilmediği yanlarından. Düştü, kalktı. Yine düştü yine kalktı. Bir uçurumdan savurdu tüm bildiklerini, gözü ile görüp yürek değirmenin de elediklerini. Sessizliğe ram olmuş yüreği ile son bir çırpınışla : - "yaşamak, ne zormuş kalbi olana" dedi. Kalbi ile yaşayan nasılda yoruldu şu fani dünya da... Biz yıkık gönülleriz... Her yanımız viran, her anımız talan. Dünya nasılda kötülük ile doldu. Çocuklar, o melekler hep ağlar oldu. Sevdanın, aşkın birkaç po

SON OLSUN - ARZU METLİ

Resim
SON OLSUN Ö mür takviminden, bir mevsim daha gelip geçiyor . H er şeyin bir sonu olduğunu , bize ismiyle kanıtlayan bir sonbaharın sonundayız . Sonsuzluğa kesilmiş biletleri olan bir canlı olduğumuz için s onlardan pek de  hoşlanmayız . Son o lsun deyip de, son veremediğim iz o kadar çok şey var ki hayatta . İradenin zayıf kaldı ğı, duyguların tek hâkim olduğu hâ llerimiz , saymakla bitmez . Ö fkenin bi ze zarar verdiğini bildiğimiz hâ lde , zararla oturacağımız kesink en öfke ile kalkmaya alışmış kişileriz . B ırakın karşı tarafı , kendimizi bile dinlemeye tahammülümüz yok . B u öfkeye son vermedikçe yanlış yapmaya da devam edeceğiz Kendimize söylediğimiz s onu gelmeyen , rengârenk yalanlara ne demeli? Kendimizi oyalamayı ya d a kandırmayı çok iyi beceriyoruz. Bazı şeylerin değişebileceğine dâir b öyle büyük bir i nancımız , sarsılmaz bir u mudumuz var oldukça, hayâ l kırıklıklarının sonu da

FISILTI - ARZU METLİ

Resim
                                                                     FISILTI       Gün ışığında haykırmak istedikleriniz, çoğunlukla sizde kalmaya devam eder. Onları, daha çok gecenin koynunda, yıldızlar parladığında sadece kendinize fısıldarsınız. Günün telaşı, alışılagelmiş alışkanlıklar, yapmanız gereken işler, daha baskın geldiği için kendinizle baş başa kalmaya pek zaman kalmaz güneş gökyüzündeyken. Ne zaman ki uykunun kapısını çalma vakti gelmişse ruhunuzdan bu fısıltılar yükselmeye başlar.   Geçmiş, biten gün, ulaşmayı dilediğiniz yarınlar vardır bu kişisel sohbetlerde. Çocukluk anılarınız, size ninni söylemek için yanı başınızdadır. Hayal meyal hatırladığınız, bir daha asla geri dönemeyeceğiniz, masumiyetin hüküm sürdüğü o yıllar bu fısıltılar eşliğinde kendini hatırlatır.      Gün içinde karşılaştığınız bazı sahneler de sizi uykuya yolcu etmeye gelmiştir. Samimiyetsizliğin bulaşıcı bir hastalık gibi her yanı sardığı bu dönemde o sahte yüzler, yapmacık tebessümle

İNSANLIK - BAYRAM AKTAŞ

Resim
İNSANLIK Yarım kaldık dost bildiğimiz yardan da Serden de.  Zaman mıydı değişen; yoksa insanın özü müydü bu kadar kirlenen.  Hangi yana baksak başka bir elem, acı içinde kıvranan bir beden. Her köşe başında bekler bizi hüzünlü bir keder. Dostan vefa yok, yardan feda. Dile bürünmüş bin bir yalan dolan. Kolayca aldatır olmuş gördüğü her yüreği bilen.   Ne oldu bize böyle?  Tarih tekerrür edermiş galiba insanlık ta öyle. Geçmişi en acımasız şekilde elestirirken,  medeni diye tanımlarken kendimizi; en vahşi varlıktan bile daha aşağı bir hayatı yaşar olduk. Sevgiden, saygıdan, sadakatten, erdemden... İnsanı insan yapan yani insanı kâmil eden herşeyden yoksun bir hayat yaşıyoruz. Ve kendi iç dünyamızda boğulurken acılarla, elemlerler, hüzünlerle... Çevremize yalancı mutluluklar paylaşıyoruz. Yalandan gülüyoruz yapmacık davranıyor sırf onlar beğensin diye her gün kıyafet değiştiriyor, en güzel süslerimizi takıyoruz. Sırf onlar memnun olsun diye kendimizi unutuyoruz. Acınacak bir hald