FISILTI - ARZU METLİ


                                                                     FISILTI 
    Gün ışığında haykırmak istedikleriniz, çoğunlukla sizde kalmaya devam eder. Onları, daha çok gecenin koynunda, yıldızlar parladığında sadece kendinize fısıldarsınız. Günün telaşı, alışılagelmiş alışkanlıklar, yapmanız gereken işler, daha baskın geldiği için kendinizle baş başa kalmaya pek zaman kalmaz güneş gökyüzündeyken. Ne zaman ki uykunun kapısını çalma vakti gelmişse ruhunuzdan bu fısıltılar yükselmeye başlar.

  Geçmiş, biten gün, ulaşmayı dilediğiniz yarınlar vardır bu kişisel sohbetlerde. Çocukluk anılarınız, size ninni söylemek için yanı başınızdadır. Hayal meyal hatırladığınız, bir daha asla geri dönemeyeceğiniz, masumiyetin hüküm sürdüğü o yıllar bu fısıltılar eşliğinde kendini hatırlatır.

     Gün içinde karşılaştığınız bazı sahneler de sizi uykuya yolcu etmeye gelmiştir. Samimiyetsizliğin bulaşıcı bir hastalık gibi her yanı sardığı bu dönemde o sahte yüzler, yapmacık tebessümler bir kere daha zihninizde canlanır. Her şeye rağmen gerçekten samimi olduğunuz insanların varlığını bilmek, o dakikalarda size güç verir. Niceliğe takılmadan o nitelikli insanlarla tanışmak bahtiyarlığı, size bütün olumsuzlukları unutturur. Bu fısıltılar duyguların, yaşanmışlıkların ya da yarım kalmış hikâyelerin birer hafif yankılarıdır aslında. Birbirinden bağımsız birçok duygu, bu fısıltılara eşlik eder. Ruhunuzdaki dalgalanmalar, inişler, çıkışlar bazen öylesine güçlüdür ki her şeyi o anda yeniden yaşıyormuş duygusuna kapılırsınız.

      Uzaktan, yakından bir kan bağınızın olmadığı fakat sağlam gönül bağlarının olduğu kişilerden gelen fısıltılara kulak vermek, uyumadan kendinizi çok iyi hissetmenizi sağlar. Onların varlığı, uzakta da olsalar hissettiğiniz o yakınlık, gönlünüze bir tazelik, bir heyecan tattırır. Vefalarına karşılık içinizde yükselen minnet duyguları, bazı gecelerde uykunuzun kaçmasına bile sebep olur. Öyle güzel insanlarla yolunuzun kesişmiş olmasını, çok büyük bir nimet olarak görür ve onlara daha çok kıymet vermeniz gerektiğini kendinize hatırlatırsınız.

     Uykuyu sizi unutturan, dinlemek zorunda kaldığınız fısıltılar, her zaman böyle güzel sebeplere dayanmayabilir. Hırsın, kıskançlığın, kibrin idare ettiği kişilikler, sizde güzel izler bırakmazlar. Onları hatırlamak da bir tür işkencedir aslında. Küçük hesaplar içindeki bu tipler, sizde büyük hayal kırıklıkları yaşatmışlardır. Üç günlük dünya diye baktığınız bu geçici hayatta, üç kuruşluk menfaat için kalıcı hırslarının kölesi olmuş bu insanları tanımamış olmayı dileseniz de onların gerçekliğini inkâr etmeniz mümkün değildir.

      Çoğunlukla dilde kalan şükür, bazı konularda dile gelmeyecek kadar büyük coşkular hissetmenize sebep olur. Kendinize şöyle bir baktığımızda hakketmediğimiz, kendinize layık görmediğiniz birçok nimeti lütfeden gücü düşündükçe şükür konusunda âciz kalmaya devam edeceğinizi, kendi kendinize fısıldamaktan başka bir seçenek göremezsiniz.

      Nefes almaya devam ettiğiniz sürece pes etmemeniz gerektiğini yine size bu fısıltılar duyurur. Defalarca hüsrana uğramış olsanız da umutların öyle bir çırpıda tükenip gitmesine müsaade edemezsiniz. Güzellikler, büyük mücadeleler sonucunda kazanılıyorsa kaybetmeyi değil tekrar yola devam edip kazanmayı tercih etmek, en güzeli olacaktır.

        Ruh yorgun, gönül kırgın olabilir ama yarın doğacak güneşi düşünüp hâlâ mutlu olmayı başarabiliyorsanız, bazı şeylerin değişebileceğine dair inancınız sarsılmamışsa vazgeçmek gibi bir lüksünüz de yoktur Bugünden bakınca imkânsız görünen şeylerin, fısıltıların size verdiği ilhamla kurduğunuz hayallerin gerçekleşmesi için yapmanız gerekenleri daha iyi fark edersiniz. Sona  gelmemişken kendiniz hakkında son hükmü vermeniz, işin en kolay tarafıdır.  Beklemek, sabretmek zor olsa da zamanın ilaç olduğuna siz de inanmalısınız. Kanayan yaralar, zamanla muhakkak kabuk bağlayacaktır. Yara izleri kalabilir ama siz, ağır yaralı olmaktan zamanla kurtulacaksınız.

       Kendinizle fısıltılar eşliğinde konuşmak, size iyi gelecektir. Yüreğin yükü böylece hafifleyecek, rüyalarda yaşadığınız mutlulukları, sevinçleri günü geldiğinde uyanınca da yaşayacaksınız. Sorgulamalar, aklı kurcalayan sorular olmadan yaşamanın bir anlamı da olmaz. Cevabını bulamadığınız sorular, kim bilir belki de bu fısıltıların içinde bir netlik kazanacaktır. Aklın, vicdanın, gönlün ortaklaşa katıldığı bu konuşmalar, yabana atılacak türden değil; bu fısıltılara kulak verirseniz uyanınca daha mutlu, huzurlu ve kararlı olacağınızdan hiç şüpheniz olmasın.
                                                                                                        
                                                                                                                Arzu  METLİ



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

K'AYIP ETTİK - Bayram AKTAŞ yazdı.

İNSANLIK - BAYRAM AKTAŞ

AŞK-I HAYALİ