İNSAN BEKLEYEN BİR CANLIDIR - ARZU METLI



INSAN BEKLEYEN BİR CANLIDIR
      Insan, anne ve babasını aylarca beklettikten sonra dünyaya gelir. Onun fıtratına
beklemek, kaydedilmiş olduğundan bir ömür boyu sayısız beklentiler içinde olur. Küçücük bir
bebekken herkesin onunla ilgilenmesini, onu sevmesini ve  pışpışlamasını bekler. Uzun bir
süre kişisel bakımını bile annesinin yapmasını bekler.

      Birçoğumuzun özlemle yâd edeceği çocukluk yıllarına gelindiğinde beklemeye yine
devam eder. Evdekilerden izin koparıp saatlerce sokakta oyun arkadaşlarıyla vakit geçirmeyi
bekler. Körebe, saklambaç seksek ve daha nice eğlenceli oyun oynarken hep sıranın bize
gelmesini bekleriz. Okula başladığımızda okuma- yazma öğrenmemiz, beklenir;
öğretmenden aferin, anne ve babadan ödüller bekleriz.
      Başlı başına kendisi sınav olan hayatta belli bir dönem birçok sınava girer, çıkarız ve
hepsinden de  başarılı olmayı bekleriz. Bazen istediğimiz sonuçları, yakalasak da bazen de
yetinmek zorunda kalırız. Zorlu süreçlerden sonra bir işimiz olduğunda ise kariyer yapmayı,
başarılı olmayı bekleriz. İşimizde iyiysek ruhumuzu okşayacak, bizi biraz daha motive edecek
sözcükler duymayı bekleriz. Erkek isek bir dönem askere gidip orada da teskerenin gelmesini
bekleriz.
       Toplumun genel kabulüne göre artık evlenme çağına gelmişizdir. Çalışma hayatını tercih
etmemiş bir bayan isek  evimizde münasip bir kısmetin çıkmasını bekleriz. Nasipte olan
kişiyle evlendiğimizde mutlu olmayı, aynı hayatı, aynı heyecanla yaşamayı bekleriz. Evlilikten
çok şey bekleyeduralım, onun da bizden beklediği sayısız sorumluluklar vardır. Bazısını
yapmak kolayken birçoğu için sabırlı olmamız beklenir. Mal ve evlat gibi iki emanet ve
imtihana talip olduğumuzda ise sorumluluklarımız biraz daha artmış olduğu için şükür ve
sabrımızın da artmasını bekleriz.
       Yaşamak güzeldir elbette ama yaşarken hastalıklarla da yolumuz kesişebilir. Böyle bir
durumdayken de derdi verenden, şifayı da vermesini bekleriz. Zaman zaman bu bekleme
süresinde umutsuzluğa düşsek de sağlıklı, güzel yarınların gelmesini umutla bekleriz.
       Farklı zamanlarda ve zeminlerde birçok kişiyle tanışırız. Bunlardan bazıları, hoş bir
tesadüf; tatlı birer hatıra olarak  hafızamızda yerini alırken bazıları da kadîm dostlarımız
olurlar. Dostlarımızdan vefa bekleriz. Bizleri arayıp sormalarını, sadece iyi gün dostu olarak
değil; felaketlerde samimiyetlerini ispat eden gerçek dostlar olmalarını bekleriz.
       Insanlığın hiç eskimeyen bir duygusu olan aşkı da yaşamayı bekleriz. Bizi
heyecanlandıran, bize hayaller kurduran, kalbimizin tatlı telaşlarla çarpmasına sebep olan
aşk, bazen de ızdıraba dönüşür. Hüsranla, ayrılıkla bitmişse bu duygu; uzun bir süre
acımızın  geçmesini bekleriz. Unutmamız beklenirken her gün biraz daha özlemeye devam
ederiz.
        Insan ilişkilerinde herkes anlayış, hoşgörü, saygı bekler ama bu beklenenlerin hep karşı
tarafın yapması gerekiyormuş gibi bir yanılgıya düşülür. Birçok beklentinin öznesi, kendimiz
olmadığı sürece huzur dolu bir yaşam, hep beklenti olarak kalacaktır. Rollerimizin hakkını
vermemiz beklenir: İyi bir evlat, iyi bir eş, iyi bir dost, iyi bir komşu, iyi bir vatandaş olmamız
beklenir. Bunların tamamı için de iyi bir insan olmayı hedeflemek, işin özüdür.
         Yaptığımız iyiliklerin karşılığını, insanlardan beklersek çoğu zaman hayal kırıklığına
uğrarız ve mutsuzluk bizi bekler. Yapılanlar, Allah rızası için yapılmışsa ötelerde bizi büyük
mükâfatlar ve cennet bekler. Karşılıksız bir şeyler yapabilmek erdemine ulaşmışsak tarifi
imkânsız bir iç huzuru bizi bekler.
          Bekleyen, bekleten, bazen de beklenen konumunda olan insan; yılları tek tek
arkasında bırakarak yolun sonuna yaklaşır. Birçok şey bekleyerek yaşlanmış insanı, bu yolun
sonunda yaşarken düşünmediği, hatta çoğu zaman unuttuğunu “ölüm” bekler.
   Arzu METLİ

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

K'AYIP ETTİK - Bayram AKTAŞ yazdı.

İNSANLIK - BAYRAM AKTAŞ

AŞK-I HAYALİ