İNSAN ve ZAMAN - ARZU METLİ


        Kısa bir süre önce büyük heyecanlarla, geri sayımlarla yeni bir yıla daha girdik. Sayılı günün çabuk geçmesinden midir yoksa başka bir hikmeti olduğundan mıdır, bilinmez; yıllar büyük bir hızla geçip gidiyor. Yıllar, rüzgâr gibi esip geçtikçe insan da çaresiz bir yaprak misali savrulup duruyor zamanın karşısında.

      Yeni umutlarla, farklı beklentiler ile karşıladık bu yılı da. Belki de ismindeki “yeni” sıfatı, bizleri heyecanlandırmaya yetiyor bile. Sanki her şey bir ânda değişecek, çözümsüz ve cevapsız kalan hâllerimiz anlaşılacak, kördüğüm olmuş problemlerimiz, bir çorap söküğü gibi feraha kavuşacak. İnsan, en çok da kendini kandırıyor ve oyalıyor. Birçoğunuz biliyoruz ki başlayan yeni yılda da aynı telaşlar, aynı korkular, bitmeyen kavgalar devam edip gidecek. Güneş doğduğunda sihirli bir değnek, her türlü sorunu bir ânda çözecek diye bekliyor olamayız. Buna rağmen yeni bir yıldan beklentilerimiz oldukça fazla. Maddî ve manevî herkesin umduğu bir şeyler var.



         
       Yılları geride bıraktıkça edindiğimiz tecrübeler, bizi biraz daha güçlü hâle getiriyor. Bedelini, kaçan iç huzurumuzla ya da akan gözyaşlarımızla ödeyerek kazandığımız tecrübeler daha da kıymetli elbette. Önümüzdeki bu yeni zaman dilimi içinde yeni kararlar almanız gerekiyor. Sadece düşüncede kalan değil, bir gerçekliği olan kararlardan bahsediyorum. Bizi daha anlamlı bir hayata kavuşturacak hedeflerimiz olmalı. Hata yapmadan yaşamak, kimseye nasip olmadığına göre hatalarımızı hoş görerek başlayabiliriz bu işe. Hatada, yanlışta ısrarcı olmamak kaydıyla düşüşlerimiz de bize çok şey katacaktır. Yeniden ayağa kalkıp üstümüzün tozunu şöyle bir temizledikten sonra nerede yanlış yaptığımızı sorgulayıp öyle devam etmeliyiz yolumuza.  
         Büyük hedeflerimiz olsun ama gerçekçi olmayan beklentilere kapılmayalım. İnsan, herkesten daha iyi tanır kendini. Kendimizi doğru okumaya çalıştıkça yanılgılarımız, hayâl kırıklıklarımız o kadar da çok olmayacaktır. Yeter ki neyi, niçin istediğimizi veya istemediğimizi iyi bilelim. Kendimize masallar anlatmak yerine acı da kırıcı da olsa gerçeklerle yüzleşecek kadar cesur olalım.
        Bizi kendine mahkûm eden, ruhumuza prangalar vuran, aslında temeli olmayan korkulardan kurtulmayı hedefleyelim bu yeni yılda. Zaaflarımızın bizi yenmesine seyirci kalmaktan vazgeçelim. Vazgeçmek demişken esasında bizi huzura biraz daha yaklaştıracak doğru adım, vazgeçebilmekte saklı. Bize yük ve engel olan her şeyden kolayca vazgeçmenin yollarını aramalıyız. Biraz detaylı düşünecek olursak o zincirlerin çoğuna kendimiz sebep oluyoruz. Doğru yerde ve zamanda” hayır” demesini öğrenebilirsek o zincirlerden kurtulmamız kaçınılmazdır.






          Kendimizi, hayâllerimizi ertelemekten vazgeçmeliyiz. Fedakârlıkla, kendini ihmal etmeyi birbirine karıştırmayalım artık Elbette bizden beklenen birçok rol var ama onları yerine getirmek uğruna kendimizden taviz vermeye devam ettikçe yıpranan yine biz oluruz. Sessizce süzülen gözyaşlarından ya da tahammül gücümüz bittiği için kopan fırtınalardan kimseciklerin haberi olmaz. Önce kendini kıymetli göreceksin, umutlarına sahip çıkacaksın sonra da zaten herkes hakkettiği kadar senin hayatında bir yere ve öneme kavuşacaktır.
          İnsanların kendilerine bile sabrı yokken kimseden seni anlamasını bekleyerek daha fazla zaman kaybetme. Kimse mükemmel değil, öyle olduğunu zannedenlere aldırma. Eksik, yanlış olduğun yönleri de gör; seni güçlü ve değerli yapan huylarını da. Başkalarını değiştirmek gibi gereksiz ve imkânsız amaçların olmasın. Hayat mücadelen, yarışın çoğunlukla kendinle olsun. Kendini aştığın zaman, gerçek zaferleri de tatmış olursun.
         Ömür geçip gidiyor. Beklemek, ertelemek ya da vazgeçmek senin elinde çoğu zaman.Yaşarken her şeyin senin için de ihtimal dâhilinde olduğunu unutmadan yaşayacaksın. Güldüğün gibi ağlayabileceğini de sevebildiğin kadar nefret edebileceğini de hesaba katacaksın. Geçmişe dönemezsin, geleceğin ne kadarında da var olacağını  bilemezsin; şahit olduğun, kavuştuğun bu yeni yıl, senin için yeni umutlar anlamına da gelsin.
         Aynı yanlışları tekrarlamak ya da ayakları yere basmayan beklentilere kapılmak yerine uyandığın her günü, büyük bir şans olarak görmelisin. Bu hayatın tekrarı yok ama hesabının sorulacağı çok kesin. Korkularla, pişmanlıklarla, acılarla boğuşmaktan öte amaçlar edinmelisin. Bu yeni yılın sonuna ulaşabilirsen geriye dönüp baktığında tıpkı diğer yıllarda olduğu gibi bu yılda da  tüm zıtlıkların yaşanmış olduğunu göreceksin. Sana değer katacak anılar, biriktirmeye gayret et. İnsanların aklında, gönlünde güzel izler bırakma telaşını yaşa ki zaman, seni tüketmesin ve unutturmasın.
Arzu METLİ





                                                                                                                                     

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

K'AYIP ETTİK - Bayram AKTAŞ yazdı.

İNSANLIK - BAYRAM AKTAŞ

AŞK-I HAYALİ